Bütünsel bakış açısında terapiler, hastalıkları gidermek ya da ortadan kaldırmak amacından çok, sistemi dengelemek ve temel fonksiyonları iyileştirmek üzerine kuruludur. Alerji probleminde ya da alerjiden köken aldığını bildiğimiz çok sayıda sağlık probleminde biorezonansla yapmaya çalıştığımız şey; vücudu dengelemek ve kendini tamir-iyileştirme mekanizmalarını uyarmaktır.
Biorezonansta önemli kurallar...
Detoks amaçlı yapılan biorezonans terapilerinde bazı kuralların baştan bilinmesi ve bu kurallara harfiyen uyulması önemlidir.
Problemli gıdaları hiç tüketmemek... Gıda silme, bağımlılıklar ya da diğer detoks amaçlı uygulamalarda, kişi, frekans temizliği yapılan gıda grubundan-maddeden uzak kalmalıdır. Kişinin reaksiyon derdiği gıda ya da maddelerin bulunduğu nabız testlerinden sonra frekans temizliği özellikle bazı gıda grupları üzerinden yapılır ve bunların hiç tüketilmemesi çok önemli ve de gereklidir.
Üzerinde çalışılan alerjen/toksik madde ile temas etmemek... Frekans silmeleri, "formatlamak" gibi düşünülebilir. Bir madde üzerinden frekans silmesi yapıldığında kişinin, o maddeden uzak kalması istenir ve yeterince zaman geçip de kişi o madde ile tekrar temas ettiğinde önceden oluşan problemli durumun (örneğin alerji) olmaması beklenir. Bu yüzden, örneğin; polen üzerinden yapılan frekans silmelerinni, polen mevsiminde değil de polen mevsimi öncesi ya da sonrasında yapılması, seansların etkisinin yeterli ve güçlü olması açısından önemlidir. Ya da kedi tüyü üzerine yapılan seanslarda kişinin, kedi tüyü ile temas etmemesinin sağlanması, biorezonansın etkinliği açısından hayati önemdedir.
Çok su tüketmek, detoks kurallarına uymak... Biorezonans ile yapılan işlemi; vücudun detoks için uyarılması ve frekans temizliğinin ardından (alerjen/toksinle karşılaşmadığı bir süre içerisinde) kendini re-organize etmesi olarak tanımlayabiliriz. Bütün diğer biorezonans terapi şekillerinde olduğu gibi, detoks için yapılan terapilerde de kişinin bol su içmesi, banyo, hamam ya da sauna gibi vücudu elektriksel olarak nötrleyecek ve detoksu kolaylaştıracak aktivitelerde bulunması önemlidir.
Vücudu her bakımdan desteklemek... Bioezonans terapileri, sadece tek bir sağlık problemini gidermek için kullanılamaz. Yani klasik tıp uygulamalarının çoğu gibi, o spesifik hastalığı gidermek değil, sistemi dengelemek ve vücudun self healing / kendi kendine iyileşme potansiyelini uyarmak amaçlanır. Bu yüzden de biorezonans terapileri ile birlikte, bünyedeki önemli organları ve sistemleri desteklemek için çeşitli doğal ürünler önerilebilir. Probiyotikler, bağırsak dengeleme protokolleri ve benzerleri gibi.
Biorezonansın kullanılmadığı durumlar var mı...
Bu terapileri hamilelerde (bu konuda güvenilirliğiyle ilgili bilimsel bir çalışma yapılmadığı için), zorunlu kalmadıkça kullanmıyoruz. Kalp pili taşıyanlarda kullanmıyoruz. Psikotik atak durumunda (örneğin; manik ataklarda) kullanmıyoruz.
Biorezonansın yan etkisi var mı...
Bioezonans terapileri detoks temellidir, yani "temizlenmek için uyarımı" ve "silkinmeyi" hedefler. Alerjik bir bünyede, alerji yapan madde üzerinden yapılan terapilerde bu silkinme, kendisini, alerjik eğilimde geçici bir artış olarak gösterir ki bu da beklenen durumdur. Biorezonans terapilerinde, iyileşmek için önce ufak bir tetiklenme gerekli ve bu normaldir. Bu durum, birçok tamamlayıcı-holistik terapi şeklinde "iyileşme krizinin" kendisidir. Terapiler sonrasında bol bol su içilmesi, frekans silmesi yapılan maddelerden (ve gıdalardan) uzak kalınması, bu sürecin rahat geçirilmesi ve terapinin etkinliğinin derin olması açısından önemlidir.
Rezonans terapilerinin ilk günlerdeki olası detoks etkileri, asıl olarak bir yan etki değil, sürecin kendisinin normal özelliğidir ve biorezonansın, bu ilk etki dışında herhangi bir yan etkisi yoktur. Bioezonans terapileri, çocuklarda (bir hekim tarafından uygulanıyor olması kaydı ile) 18 aylıktan (ve zorunlu hallerde çok daha erkenden) itibaren kullanılabilir.
Yeni yaşam alışkanlıkları geliştirebilmek hakkında bilgi almak isterseniz eğer ki; tıklayabilirsiniz.